PATATES FİZYOLOJİK HASTALIKLARI
Besin Elementi Eksikliği
Ca eksikliği: Yapraklardaki ilk belirtileri en genç yapraklarda ve en çok büyüme noktalarında yanıklıklar görülür. Bu yapraklar deforme olur. Sarımsı-yeşil bir hal alarak düzensiz şekilli bir gelişme gösterirler. Yapraklar içe doğru kıvrılır ve kenarları nekrotik bir hal alır. Yumrudan filizlerin uç kısmına yetersiz Ca taşınmasına bağlı olarak hızlı gelişen filiz uçlarında Ca noksanlığından dolayı nekroz meydana gelir. Sürgünün büyüme noktasının 3-5 mm altında oluşan bu nekroz pek çok lateral filizin oluşumuna engel olur. Ca eksikliği sonucu yumru etinde pas renginde lekeler oluşur. Bitkinin toprak üstü aksamında görülen Ca eksikliği uygun bir Ca’lu bileşiğin bitkilere püskürtülmesiyle giderilebilir. Fakat bu yol tohumluk yumrulardaki Ca eksikliğinin tedavisi için pratik değildir.
K eksikliği: Esas olarak kumlu topraklarda ve K fiske eden killi topraklarda görülür. Potasyum eksikliğinin ilk belirtisi bitkinin koyu yeşil yapraklı oluşudur. Damarlar arasındaki mezofil tabakası kırışır. Şiddetli durumlarda yapraklar kahverengi ve bronz bir renk alır ve kenarları içe doğru kıvrılır. Yaprak kenarları daha sonra nekroze olur. Bitkilerde bodurluk göze çarpar. Bu durumdaki bitkiler olgunlaşmadan ölürler. K eksikliğinden etkilenen yumrular siyah leke hastalığına daha hassastırlar. K’lu gübre uygulanır.
Mg eksikliği: Kumlu ve düşük pH’lı ve düşük Mg içerikli turbalı topraklarda Mg eksikliği çok görülür. Topraklardaki yüksek düzeydeki K bitkilerin topraktan Mg alımını engeller. Patates çeşitleri arasında Mg eksikliğine karşı farklı düzeylerde hassasiyet vardır. Genellikle ilk belirtileri daha yaşlı yapraklarda görülmektedir. İlk belirti yapraklarda açık yeşil renk açılması şeklindedir. Daha sonra yaprağın damarları arası sarımsı yeşil renge dönerken yaprak kenarları uzun zaman yeşilliğini muhafaza eder. Şiddetli durumlarda damarlar arasında kahverengi lekeler meydana gelir. Bununla birlikte ara sıra yaprak kenarlarınında sarı renge dönüştüğü görülür.
Besin Elementi Toksitesi:
Mangan Toksitesi: pH’sı düşük olan (5,2 den düşük) topraklarda görülür. Bitkilerin gövde, yaprak sapında ve yaprak damarlarında mangan toksitesinden dolayı küçük lekeler meydana gelir. Çoğu kez bu lekeler yan yana olduğu için çizgi nekrozu şeklinde de görülür. Bu lekelerin birleşmesi ile bazen ölü dokular oluşabilir. Böyle bitkilerin yaşlı yaprakları gevrek bir hal alır ve dokununca hemen düşerler. Çeşitler arasında Mn toksitesi bakımından oldukça farklı hassasiyet görülür. Mn toksitesine karşı toprağın uygun bir şekilde kireçlenmesi tavsiye edilir. Mn den başka Bor ve Alüminyum toksiteside görülebilir.
Siyah Leke Hastalığı
Yumru bir şekilde zarar gördükten birkaç gün sonra siyah leke hastalığının ilk simptomları mavimsi gri renk değişikliği şeklinde göze çarpar. Genellikle lekeler yumru yüzeyinde çıplak gözle görülemezler. Bundan dolayı da yumruların sınıflandırılması esnasında bu şekilde hatalıklı yumrular sağlıklı olanlardan ayırt edilemezler. Sıklıkla görülen ve ekonomik önemi olan bir hastalıktır. Renk bozulması yumru içerisinde meydana gelir. Özellikle vasküler halkalar etrafında ve kabuk kısmına yakın bölgelerde görülen lekeler genellikle mavimsi fakat yumrunun kuru madde içeriğine ve etli kısmın rengine bağlı olarak griden- kahverengimsi bir renk tonuna kadar değişim gösterebilirler. Siyah leke zedelenen patates dokusunda enzimatik bir faaliyet sonucu ortaya çıkar. Bazı fenoller fenol oksidaz enzimi ile okside olurlar. Bunun sonucunda da mavi veya mavimsi-gri bir oluşum (Melanin) meydana gelir. Bu durum yalnızca enzim ve fenolik hücre içerikleri serbest oksijenle kontakt kurduklarında ortaya çıkar ki bunların serbest oksijenle temas kurmaları ancak yumru yaralanması sonucu mümkündür. Bazı çeşitler daha hassastır. Hastalığın gelişimini etkileyen önemli bir faktörde hasat, taşıma ve yumruların sınıflandırılmaları sırasındaki yumru sıcaklığıdır. 12 oC’nin altındaki sıcaklıklarda yumrular hastalıktan daha çok etkilenirler. Yumrular nemli toprak şartlarında, uzun süre kalmadıkça hasat esnasında bu hastalıktan pek fazla etkilenmezler.
Mücadele
- Dayanıklı çeşit kullanılmalı
- Yumruların zedelenmemesine dikkat edilmeli
- Hasat-taşıma ve yumru sınıflandırılmasında yumru sıcaklığı 12 oC ’nin üzerinde olmalı
- Depodaki nem kaybı önlenmeli
- Yüksek düzeydeki potasyum ve azot gübrelemesi kuru madde içeriğini düşünerek yumruları hastalığa karşı daha hassas yapar. Bunun için aşırı azot ve potasyum gübrelemesinden sakınılmalı.
Yumru İç Kısmında Antosiyan Oluşumu
İç kısmı antosiyan renk bozukluğuna maruz kalmış yumrular ortadan ikiye kesildiklerinde pembemsi-kırmızımsı çizgiler ve alev şekilli renk bozuklukları göze çarpar. Bunu nedeni hücre öz suyunda antosiyan oluşumudur. Işığın bu renk oluşumda rol oynadığı kanısına varılmıştır. Özelikle yeşillenen yumrularda antosiyanin oluşumuna sık rastlanması bu kanıyı güçlendirmiştir. Yumruların güneş ışığına maruz kalmasını önlemek için usulüne uygun bir şekilde bitkilerin kök boğazı doldurması yapılmalı.
Sekonder Yumru Oluşumu
Durgun gelişim dönemi boyunca devam eden sıcaklık periyodunu eğer yağmurlu bir hava takip ederse sekonder gelişim görülebilir. Birkaç gün için 23 oC den daha yüksek toprak sıcaklığı yeni sürgün ve yaprakların oluşumu ve aynı zamanda sıklıkla sekonder çiçeklenme ile karakterize edilen yeniden (sekonder) gelişime sebep olur.
Toprak altında sekonder gelişim yumrularda sürgün oluşumu, şişe şekilli yumru oluşumu (bir veya daha fazla gözden gelişebilir) görülür. Bu yumrular zincir formunda oluşabilir. Sıcak peryoddan sonra eğer bir yumru sekonder bir yumru oluşturursa yumru bir stolong olarak görev görür ve yaprakta oluşan asimilantları sekonder yumruya taşır ve bunun sonucu olarak primer yumru yerine sekonder yumru gelişmeye başlar. Eğer bitkinin toprak üstü organları tahrip olursa bu durumda asimilant taşınması da söz konusu olmayacak ve sekonder yumru primer yumrudan nişastanın dışa salınmasını teşvik eder. Nişaştanın dışa salındığı bölgelerde yumuşama ve süngerleşme meydana gelir.
Mücadele
- Fazla azotlu gübre kullanılmamalı
- Yüksek toprak sıcaklığı da sekonder yumru oluşumunu teşvik etmektedir. Bu sıcaklığı düşürmek için sulamayı çok dengeli yapmalıdır.
- Bitkilerin toprak üstü aksamı tahrip olduktan sonra mümkün olan en kısa zamanda yumru hasadı yapılmalıdır.
- Dayanıklı çeşit kullanılmalı
- Sıcak periyottan sonra bitki gelişim düzenleyicilerinin kullanılması
Yumru Yeşillenmesi
Özellikle kurak yıllarda toprak çatlaması sonucu görülür. Çünkü toprağın çatlaması sonucu yumrular direkt güneş ışığına maruz kalırlar. İşte böyle güneş ışığına maruz kalan yumrularda sık sık yeşillenmeye rastlanır. Bu yeşillenme aynı zamanda güneş yeşillenmesi ve güneş yanıklığı olarakta bilinir. Pürüzsüz, ince kabuğu olan yumrularda yeşillenme daha fazla görülür. Hasattan sonra yıkanan yumrular yıkanmayanlara göre daha çabuk yeşillenirler. Yeşillenen yumrularda bir gliko alkoloid olan solanin maddesi daha fazla meydana gelir. Yüksek oranda solanin içeren yumrular tüketim için uygun değillerdir.
Mücadele
- Yumruların güneş ışığına maruz kalmasını engellemek için iyi bir dip doldurması yapılmalı
- Ticari patates yumruları suni ışığa maruz bırakılmamalı
Öz Boşluğu
Genellikle düzensiz yumru gelişmesi sonucu çoğunlukla büyük yumrularda görülür. Bazı çeşitler daha hasastır. Kumlu ve turbalı toprakta yetişen yumruda kili toprakta yetişenlere göre daha fazla öz boşluğuna rastlanır. Önlemek için hassas çeşit yetiştirmekten sakınılmalı, optimum şartlar temin edilerek uniform bir gelişme sağlanmalıdır.
İç Filizlenme
Daha çok ilkbahar ve yazın yüksek depo sıcaklıklarında depolanan yumrularda görülür. Bu tamamen yumrunun çimlenme gücü ile ilgilidir. İç filizlenme genellikle dış filizlenmeyi bastırmak için kullanılan kimyasallar sonucu görülür. Özellikle sıvı filizlenmeyi önleyici ilaçların zamanından sonra uygun olmayan dozlarda kullanılırsa ve bu kimyasallar depo döneminde de tekrarlanılarak uygulanırsa iç filizlenme teşvik edilir. 8 oC’nin üzerindeki depo sıcaklıkları da iç filizlenmeyi artırmaktadır.
Mücadele
- İç filizlenmeyi önlemek için dış filizlenmeyi önleyici ilaçlar( Malaic Hydrazine) uygun zaman ve dozda uygulanmalıdır.
- Depo sıcaklığı 7-8oC nin altında tutulmalıdır.
Siyah Öz
Belirtisi yumruya dıştan bakıldığında anlaşılamaz. Yumruların etli kısımlarının merkezinde gri-siyah veya siyah renk bozukluğu göze çarpar. Aynı zamanda siyah kısımların merkezinde çukurluk görülür. Nihayetinde bu tip yumrular çürür. Bu hastalığın nedeni yumru iç kısımlarındaki oksijen yetersizliğidir. Bu durum en fazla çok kötü havalandırma şartları altında yumrular uzun bir dönem depolanırsa görülür. Örneğin plastik örtüler altında yumruları depolama, bununla birlikte yumruları siyah leke hastalığına karşı korumak için düzgün bir şekilde yapılmayan ısıtma işleminden sonra bu durumla çok sık karşılaşılır. Örneğin güçlü ısı kaynağından sağlanan ısı küçük bir fan ile patateslere yönlendirildiğinde fanın hemen önündeki yumrular 35 oC ’nin üzerinde bir ısı fanlaması ile karşı karşıya kalabilirler. Böyle bir durumda burada ki yumruların solunumları öyle bir artacaktır ki bunların internal oksijen isteği, external oksijen taşıması ile karşılanamayacak ve sonuçta oksijen yetersizliğine bağlı olarak siyah öz hastalığı meydana gelecektir. Oksijen yetersizliğine bağlı siyah öz hastalığı tarlada yüksek sıcaklığa uzun bir süre maruz kalan yumrularda da görülür.
Mücadele
- Patatesler uygun depo koşullarında saklanmalı.
- Taşıma ve depolama sırasında havalanma çok iyi olmalı.
- Yumrular üzerine fanlanan ısının 20 üzerinde olmaması gerekir.
- Hasatta elde edilen yumrular tarlada uzun süre yüksek hava sıcaklığına maruz bırakılmamalı.
Yumru İç Kısmında Pas Lekeleri
Yumruların iç kısmında pas renginde lekelerden meydana gelen bir renk bozukluğudur. Sebebi paraziter değil, fizyolojiktir. Daha çok düzensiz sulama veya düzensiz yağış sonucu homojen bir gelişme gösteremeyen bitkilerde oluşan yumrularda görülür. Bu şekildeki bitkilerde yumrulara hızlı bir şekilde Ca taşınımı gerçekleşmediği için Ca eksikliğinin bir sonucu olarakta meydana geldiği düşünülmektedir. Çeşitler arasında hastalığa hassasiyet bakımından farklar vardır. Hastalık en fazla kumlu topraklarda ve sıcak yaz aylarında görülür. Yumru etindeki kahverengi lekeler fungus ve bakteri içermeyen süberinleşmiş ölü hücrelerden ibarettir. Bu lekeler yumrunun her tarafına düzensiz bir şekilde yayılmıştır. Bazen yumrunun merkezinde sadece bir tek leke göze çarpabilir. Yumrunun dış yüzeyinde bitkinin toprak üstü aksamında herhangi bir belirtiye rastlanılmaz. Aynı zamanda bu belirtiler kötü depolanma süresincede meydana gelmez.
Mücadele
- Hastalığa karşı korunmanın en iyi yolu dayanıklı çeşit geliştirmektir
- Düzenli gelişmeyi sağlamak için mümkün olan tüm önlemler alınmalı, özellikle dengeli gübreleme ve sulamaya dikkat edilmelidir.
Gövde Sonu Kahverengileşmesi
Özellikle, eğer bitki hala yeşil ve optimum transprasyon için yetersiz toprak neminin mevcut olduğu kuru şartlar altında bitkinin yeşil aksamı, hızlı bir şekilde tahrip edilirse yumrularda gövde sonu kahverengileşmesi görülür. Bu hastalık knock down (hızlı öldüren) etki gösteren pür (haulm) öldürücüler (haulm=toprak üstü güçlü yeşil aksam) kullanıldığında daha dikkat çekici olarak ortaya çıkar. Özellikle sıcak kuru yaz aylarında görülür. Gövde sonu kahverengileşmesi görülen yumruların pazarlanması oldukça güçtür. Bu hastalıktan etkilenen yumru uzunlamasına kesildiğinde gövde sonuna yakın nekrotik kahverengileşme göze çarpar ve bu kahverengileşme vasküler halkalara kadar yayılabilir. Bazen gövde sonunda hafif bir çürüme başlayabilir. Eğer bu çürümeye Fusarium türü funguslar ve ya bakteriler de dahil olurlarsa çürüklük yumrunun oldukça içlerine kadar ilerler.
Mücadele
- Çok kuru havalarda bitkinin toprak üstü aksamı hızlı bir şekilde tahrip edilmemeli
- Toprakta etkili nem oluşuncaya kadar beklenilmeli veya yavaş etki gösteren pür öldürücüler kullanılmalıdır.
- Bununla birlikte bitkinin toprak üstü aksamı kuru şartlarda çabuk etki gösteren herbisitlerle tahrip edilecekse ilaçlama; bitkiler parlak yeşil iken ve sabahın erken saatinde yapılmalıdır.
Etilen Zararı
Yalnızca filizlenen yumrularda görülür. Filizlenen yumrular 1ml/m3 konsantrasyonunda etilene maruz kalırlarsa filizlenen yumruda birkaç gün içinde şiddetli şekilde deforme olmuş küçük yuvarlak filizler gelişir. Bu gibi filizler patatesler ekildiğinde kolaylıkla kırılırlar ve daha sonra dikilen yumrularda pek çok sayıda sürgünler (gövde) gelişmektedir. Bu da çok küçük sayıda yumru oluşumuna neden olmaktadır. Eğer filizlenen yumrular dikilmeden kısa bir süre önce ethylene maruz kalırlarsa ürün kaybı oldukça fazla olur. Tüm tarım ürünleri depolama esnasında ethylen meydana getirirler. Özellikle olgun elma ve armutlar daha fazla ethylen oluştururlar. Sebzeler ise bunlara nazaran daha az ethylen gazı meydana getirirler. Bu yüzden tohumluk patatesler; meyve, sebze veya çiçeklerle beraber depo edilmemelidir.
Tuz Zararı
Tohumluk patates yumruları tuzlu topraklara ekildiklerinde tuzsuz topraklara göre daha yavaş çıkış gösterir. Aynı zamanda ekimden hemen önce aşırı gübre kullanıldığında da geç çıkışla karşılaşılır. Topraktaki yüksek tuz konsantrasyonu köklerin gelişimini de etkiler. Kökler kısalır, şişkinleşir ve kahverengi hal alır. Tuz konsantrasyonunun en yüksek olduğu bitki gövdesinin dip kısmında çok daha kısa kök oluşumu göze çarpar. Tuzluluktan etkilenen patates bitkilerin yaprakları küçük kalır ve daha koyu yeşil renkli olurlar.
Mücadele
- Toprağın gübrelenmesi yumruların ekiminden en az 3-4 hafta önce homojen bir şekilde yapılmalıdır.
- Tuzlu topraklarda patates üretiminden sakınılmalı veya toprağın tuzu giderildikten sonra üretim yapılmalıdır. Topraktaki tuzu gidermenin en iyi yolu toprağın uygun su ile yıkanmasıdır. Çeltik tarımının yapıldığı yerlerde bu yıkama işlemi kendiliğinden gerçekleşmektedir.
- Sulama suyunun EC ( Elektriki Konduktivitesine)’sine dikkat edilmeli. EC’si yüksek olan sular sulama suyu olarak kullanılmamalıdır.