Pamukta Fusarium Solgunluğu

Pamukta Fusarium solgunluğuna neden olan etmen Fusarium oxysporum f.sp. vasinfectum?dur. Fusarium solgunluğu etiyolojik olarak Verticillium solgunluğu ile benzerdir ve benzer simptomlara neden olurlar. Verticillium solgunluğu üretim döneminin son evrelerine doğru daha serin iklim koşullarının hüküm sürdüğü yerlerde görülürken, Fusarium solgunluğu ortalama günlük sıcaklığın 24 C?nin altında olduğu yerlerde nadiren görülür. Bunun her zaman için böyle olduğunu kesin bir şekilde söylemekte mümkün değildir. Çünkü her iki hastalığa da aynı tarlada rastlanabilmektedir.

Pamukta Fusarium solgunluğu ilk olarak 1892 yılında USA?da Atkinson tarafından tanımlanmıştır. Hastalığın Batı Afrika, Türkiye ve Avustralya dışında pamuk üretimi yapılan tüm ülkelerde görüldüğü bildirilmektedir. Hastalıkla yoğun bulaşık tarlalarda hassas çeşitler kullanıldığında ve ekolojik koşullarda uygun olduğunda çok ciddi kayıpların meydana geldiği saptanmıştır. USA?da özellikle asitli, kumlu ve kök-ur nematodlarıyla bulaşık tarlalarda çok fazla kayıpların meydana geldiği kaydedilmiştir. Türkiye de pamuk üretim alanlarında hastalık önemli bir problem olmadığı gözlemlenmiştir.

Verticillium ve Fusarium solgunluğunun birbirinden ayırt edilmesinde yararlanılan bazı özellikler dört madde halinde aşağı özetlenmiştir.

  1. Fusarium solgunluğu günlük ortalama sıcaklığın 23 oC?nin üzerinde olduğu koşullarda, Verticillium solgunluğu ise günlük ortalama sıcaklığın 23 oC?nin altında olduğu koşullarda daha yaygın olarak ortaya çıkar.
  2. En uygun toprak tipi, Fusarium?un ırkına göre değişir. Irk 1 için pH?sı nötr?den aside doğru kayan hafif topraklar uygundur. Verticillium için pH nötr?den alkaliye doğru kayan ağır topraklar uygundur.
  3. Fusarium?da belirtiler bitki gelişiminin herhangi bir evresinde görülür.Fakat genellikle ekimden 4 hafta sonra başlar. Bitkiler çiçeklenme döneminde daha duyarlıdır. Verticillium?da belirtiler ekimden yaklaşık 6 hafta sonra görülür. Fakat hastalık çıkışı genellikle sıcakların düşmeye başladığı üretim sezonu sonuna doğru artar.
  4. Simptomlar Verticillium solgunluğuna benzer. Fakat klorozis, kırmızılaşma olmadan büyük bir leke halini alır. Yaprağın bir kısmı klorotik ve yumşak bir hal alır. Hastalığın ilerlemiş evresinde aşırı bir yaprak dökümü( defoliasyon) görülür. Vasküler kahverengileşme daha belirgindir. Verticillium?da simptomlar yaprak kenarlarından klorozis ile başlar. Bazen yaprak kırmızımtrak bir hal alır. Klorozis damarlar arasında gelişir ve yaprak dökümü patojenin ırkına bağlıdır. Vasküler kahverengileşme Fusarium solgunluğuna göre daha az belirgindir.

Fusarium enfeksiyonunda simptomlar inokulum yoğunluğu, sıcaklık ve konukçu duyarlılığına bağlı olarak bitki gelişim evresinin herhangi bir aşamasında görülebilir. Yüksek inokulum yoğunluğu veya tohumda fungus bulaşıklılığı varsa,  bitkiler fide döneminde bile ilk enfeksiyona yakalanabilirler. Fakat daha tipik olarak ilk simptomlar ekimden sonra 1-2 ay arasında ve çiçeklenmenin başlangıcında belirginleşir. Fidelerde kotiledon ve yapraklar solgunlaşır, sararır ve daha sonra kahverengi bir hal alır. Bu durumdaki yapraklar dökülürler ve bitki gövdesi çıplaklaşır. Bu gibi bitkilerin vasküler sisteminde renk değişikliği görülür. Yüksek oranda bulaşık alanlarda fideler öyle çabuk bir şekilde ölürler ki bu durumda hastalık çökerten ile karıştırılır. Daha yaşlı bitkilerde genellikle ilk simptomlar ilk çiçeklenme zamanı bitkinin en alt yapraklarında görülür. Yaprağın değişik kısımlarında hafif solma ve bundan sonra sararma ve kahverengileşme görülür ve sonuçta tüm yaprakta genel bir solgunluk göze çarpar. Hastalıklı yapraklar genellikle dökülürler. Hastalığa yakalanan bitkide gelişme geriliği görülür. Enfeksiyonun şiddetli durumunda bitki çok çabuk bir şekilde ölebilir. Solgunluk belirtisi genelde yavaş yavaş gelişmesine rağmen solgunluktaki ani sıçrama, kurak periyodu takiben yaz ortasında yağan yağmurdan kısa bir süre sonra görülebilir. Enfekteli bitkilerin vasiküler sisteminde siyah ? kahverengi renk değişimi görülür. Gövde ikiye ayrıldığında kabuğun hemen altında karakteristik siyah halkalar göze çarpar. Hastalığa neden olan etmen kültür ortamında iki tip konidi oluşturur. Elipsoidal şekilde olan micro konidiler kısa konidioforlardan çıkan phialidler üzerinde oluşur ve iki, nadiren tek bölmeli olanlara da rastlanır. Az çok çomak şekline benzeyen macrokonidiler ise konidiofor ve sporodocyum (eşeysiz fruktifikasyon organı ) üzerinde bulunurlar ve normal olarak 3 bölmeli fakat daha çok sayıda bölmeye sahip macrokonidiler de oluşur. Fungus aynı zamanda kültür ortamlarında ve yaşlı bitki dokularında klamidiospor oluşturur. Bu klamidiosporlar fungusun uzun yıllar toprakta canlı kalmasını sağlarlar.  Fungusun 1992 yılı itibariyle tespit edilmiş olan 6 adet ırkı mevcuttur. Bunlardan ırk 1 ve 2 USA, ırk 3 Mısır, ırk 4 Hindistan, ırk 5 Sudan, ırk 6 Brezilya orijinlidir. Kök-ur nematotları ile etmen arasında hastalık çıkısı ve şiddeti bakımından önemli interaksiyon vardır. Nematotların varlığı hastalığın çıkışını ve şiddetini artırmaktadır. Fungusun bitki dokularına girişinde nematotların köklerde meydana getirmiş oldukları yaralar çok önemli rol oynar.

Fusarium enfeksiyonun ve simptomların gelişiminde etkili olan faktörler şunlardır.

Mücadele

  1. Rotasyon
  2. Dengeli gübreleme
  3. Toprak solarizasyonu fungusun populasyonunu azaltmada etkilidir. Eğer solarizasyon, metham ? sodium ile kombine edilerek uygulanırsa daha iyi sonuç alınmaktadır.
  4. Dayanıklı çeşit kullanılmalı. Dayanıklı çeşit geliştirilmesi ile ilgili olarak pek çok çalışma yapılmıştır. Çalışmalar sonucu Fusarium solgunluğuna dayanıklı bazı çeşitler( Deltapine 16, McNair 511, Auburn 56, Westburn 70) bulunmuş ve geliştirilmiştir.
  5. F.oxysporum f.sp. vasinfectum?a karşı pek çok antagonist toprak mikroorganizması denenmiş ve bazıları hastalığa karşı etkili olmuştur. Örneğin Bacterium agile isminde bir bakteri %53 oranında solgunluğu azaltmıştır. Trichoderma harzianum?un bazı ırklara karşı etkili olduğu tespit edilmiştir. Cephalosporuium maydis adlı fungusun bulunduğu pamuk tarlalarında Fusarium solgunluğunun azaldığı gözlenmiştir.
  6. Kimyasal mücadelesinde toprak fumigasyonu ekonomik değildir. Eğer toprakta nematod bulaşıklılığı varsa uygun bir nematisit ile ilaçlama yapılabilir.
Exit mobile version