AnasayfaBAKTERİYEL HASTALIKLARFitopatolojiSebze Bitkileri

Kabakgillerde Solgunluk Hastalığı (Erwinia tracheiphila)

Hastalık hakkında genel bilgi: 

Bakteriyel solgunluk 1893’te Washington DC yakınlarında görülmüştür. Hastalık Kuzey Amerika’dan geniş bir alana yayılmış ve ayrıca Avrupa ve Asya’da görülmüştür. Bakteriyel solgunluk Doğu ve Birleşmiş Milletlerin Batı yakasında ürünün yok olmasına neden olmuştur. Bitkilerde, değişik zamanlarda % 75’lere varan ürün kaybına neden olmuştur. Spesifik olarak Alabama ve Georgia’daki salatalık ve kavun bitkilerinde % 25’e kadar kayba neden olduğu rapor edilmiştir. Newyork, Uzunada da bitkilerin en az % 33’ü etkilenmiş, Kanada’da bitkilerin % 50’si enfekte olmuş ve bunların da % 30’u tahrip olmuştur.

Sadece kabakgilleri etkilemiştir. Hastalık en fazla kültürü yapılan salatalık ve kavun türlerinde meydana gelmekte, bunu duyarlı helvacı kabağı ve kabak izlemekte; karpuzlar yapay inokulasyon ile enfekte edilebilirler. Çok sayıda yabani kabakgil türleri hastalığa hassas olup hastalık devresi içinde rol almaktadır.

Belirtileri:

Solgunluk belirtileri ilk önce tek tek yapraklarda görülür. Fakat kısa zamanda lateral sürgünlerde yayılır ve sonuçta bütün bitkileri etkiler. Bazen yapraklardaki ilk başlangıç lekeleri ısırıcı böceklerle ilişkilidir. Örneğin zarar yaptığı yaprak dokusunun etrafı mat yeşil bir renk alır ve hızlı bir şekilde solgunluk ortaya çıkar. Tek bir inokulasyon bile yaprakta solgunluk yapabilir ve inokulasyondan 5-6 gün sonra ölümüne neden olur. Lateral sürgünler ve bitkideki solgunluk inokulasyondan sonra en erken 2 hafta sonra meydana gelebilir; ilk belirti genç bitkilerde gelişmektedir. Daha yaşlı bitkilerdeki inokulasyonda ilk solgunluk belirtilerinin görülmesiyle bitkinin çökmesi (ölmesi ) arasındaki sürenin daha uzun olduğu açıktır. Daha yaşlı hıyar bitkileri inokule edildikleri zaman başlangıçta sadece tek bir sürgünde solgunluk gelişir. Enfekteli bitkilerin yaprak, sürgün veya gövdesinden kesitler alındığında buradan belli bir süre sonra sallanan beyaz renkli sızıntı hastalığın tanısında yardımcı olur. Kesilen doku yüzeyine kesildikten hemen sonra veya birkaç dakika sonra parmakla bastırılıp ve daha sonra yavaşça kaldırılırsa, kesik

yüzeyde bakteriyel sızıntının yapışık vaziyette kaldığı ve bu durumun kesik doku yüzeyinde pek çok ince ipliksi zincirlerden oluşan ve örümcek ağına benzer bir görünüm ortaya çıkar. Bu test salatalıklar için iyi çalışır. Bakteri kabak meyvesi içerisinde görülebilir; meyvenin yüzeyinde görülen suda ıslanmış gibi küçük çaptaki dokular ve minnacık ıslak sızıntılar yüzeyde görülür. Yumuşak çürüklük organizmaları buralarda gelişebilirler ve meyveyi tahrip ederler.

Hastalık etmeni:

Erwinia tracheiphila bakterisi diğer Erwinia spp. türlerinden farklıdır. Çünkü etmen vasküler patojen olarak çok kolay gelişmekte, jelatini sıvılaştıramaz, sütte faaliyeti zayıftır, nitratları indirgemede başarısızdır ve inorganik azot kaynaklarını kullanmakta başarısızdır. Nutrient agarda 48 saatte gelişir. Bakteri izolatlarının virulenslikleri her bir bitki çeşidi için farklıdır.

Hastalığın yaşam çemberi:

Bakteriyel solgunluk etmeni salatalık böceklerinde kışı geçirir. Böcekler test bitkilerinde beslenmeye başladığında kabakgil ürünleri tesis edilmeden solgunluk düşük oranda görülür. Belirtilerin dikim esnasında meydana gelmesinden önce, kabakgil bitkilerinde meydana gelen enfeksiyonlar, böceklerin ağız kısmından değil dışkıları ile bakteriyi bulaştırmaları ile meydana gelir. Bakteriler çoğunlukla böceklerin üreme organlarında yaygındır ve böceklerde çoğaldıkları görülür. Primer inokulumun bir diğer kaynağı bakteriyel solgunluk etmeni ile enfekteli, kışın tarlada kalmış bitkiler olabilir. Eğer böcekler böyle bir bitki ile beslenirse, böceklerin ağız kısmı bakterilerle bulaşır ve bakteriler diğer hassas kabakgillere yayılma durumunda olabilirler.

Bakteriler tohumla ve toprakla taşınamazlar. Bakteriler genelde bitki saplarında bir ay kadar yaşayabilir. Sekonder devre, böceklerin, henüz yeni enfekte olmuş bitkilerle beslenmeleri sonucu başlar. Böcekler görüldüğü gibi sağlıklı bitkiler yerine, bakteriyel solgunluk belirtileri olan bitkilerle beslenmeyi tercih ederler. Böcekler, solgunluk bakterisi içeren bitki dokusu ile beslendiklerinde ağız parçalarına bakteriler bulaşır. Bu tür böcekler ardı ardına bitkilerle beslendikleri zaman birçok bitkiye hastalığı bulaştırırlar ve en azından üç hafta aktif durumda olurlar. İnokulasyon çizgili kabakgil böceği ile daha başarılı olmaktadır. Acalymma vittata ve on iki noktalı salatalık böceği, Diabrotica pundecimpunctata howardi; bununla beraber çiğneyici böceklerin beslenmesi sonucu oluşan yaralar bakteriler

için giriş yerleridir. İnokulasyondan belirtinin görülmesine kadar geçen süre iki ile on dört yada daha fazla gün arasında değişir. Genel olarak tarla belirtileri böceğin görülmesinden 1 ay sonra daha fazla meydana gelmektedir. Solgunluk safhaları transprasyon hızının düşmesi ile desteklenir; Bu olayın nedeni mekaniksel ksilem elementlerinin vaskuler dokuda tıkanması sonucudur. Havanın, bitkilerde hastalığın yinelenmesinde ki etkisinin az olduğu görülür. Fakat solgunluk oranının etkileyebilir; Çabuk yetişen sulu, lezzetli bitkilerde belirgin bir solgunlaşma görülür. Bazı üreticiler nemli hava ve aşırı yağmurdan sonraki süre boyunca bakteriyel solgunluğun en şiddetli dönem olduğunu düşünürler ve özellikle havada güneşli ise bitki dokularında bakterilerin gelişmesi ve faaliyet halinde olması bunların sonucudur. İnokulasyon soncunda hastalığın şiddeti üzerinde çevresel koşulların etkisinin az olduğu görülür; Bununla birlikte inokulasyon zamanından hasat zamanına kadar olan sürede çevresel koşulların daha çok etkisi olabilir.

Bakteriyel solgunluk, aşırı veya yeterli dereceli besin dengesi ile yetersiz seviyesindekinden daha çok şiddetlidir ve dengesiz besin durumlarındaki düşük nitrojen ve potasyum seviyeleri ile bu durum desteklenir.

Hastalıkla Mücadele:

Mücadelenin amacı, öncelikle hastalık devresini başlangıçtan itibaren önlemektir. Bu gerek böceklerin bitkilerde beslenmelerinden önce kontrol altına alınması ile gerekse, koruyucu önlemlerin alınması ile sağlanır.

Sekonder inokulumu azaltmak için hastalıklı bitkilerin sökülerek yok edilmesi yararlı olur. Sekonder devreyi yavaşlatmak böceklerin yayılmasını önleyerek ve bakterilerin böcekler tarafından bitkilere taşındığında bakterisit kullanarak öldürülmesi ile de olabilir.

Böcekle tam bir mücadele erken, sürekli, çabuk etki gösteren insektisitlerin kullanılması ile sağlanır. 

Sınırlı bir dikimle böcekler bitkiler üzerinden etkili bir materyal kullanılarak uzaklaştırılabilir.

İnsektisit kullanımından sonra izlenen tuzak bitkiler kullanma yöntemi ise ürünün meydana gelmesinden önce veya bitişik bir arazide nakil olmasından önce böcek populasyonunu azaltmada kullanılmıştır.

Bakteriyel solgunluğa karşı dayanıklı salatalık bitkileri ve hibrit çeşitler geliştirilmiştir. Bakteriyel faaliyet ve çoğalma dayanıklı salatalıklarda sınırlı olmaktadır. Salatalıklarda hastalığa karşı dayanıklılık geniş çapta kullanılamamıştır.

Hastalıklı bitkilerin sökülmesi yöntemi, eğer hastalığın ilk belirtilerini gösterdiğinde başlamışsa, sık aralıklarla devam etmişse ve yakındaki bütün dikili alanlarda tatbik edilmişse, hastalığın yayılmasını azaltmada yardımcı olmuştur.

Bakterisitlerde denenmiştir. Fakat bugünlerde genel bir kullanım yöntemi değildir. İlk olarak, insektesit ve kurşun arsenat kombinasyonu ile bordo bulamacı kullanılmış ve tedavi edilmemiş alanın üçte birinde başarılı olmuştur.

Daha sonra antibiyotikler, 500 ppm streptomisin (streptomycin) ve 100 ppm terramisin (terramycin) test edildi; 4-7 gün aralıklarla 11 defa kullanıldığında etkili bulunmuştur. Birleşmiş Devletlerde kabakgillere uygulanmayan bu antibiyotiklerin masrafı ürün rekoltesinden fazla olduğu için ticari kullanımı dikkate alınmamıştır.

Kabakgillerde solgunluk hastalığı hakkında tanımlayıcı fotoğraflar aşağıda verilmiştir.

Yazılarımızdan haberdar olmak için
Abone olmak istermisin ?

Kaliteli yazılarımız ve fotoğraflarımızdan ilk sizin haberiniz olsun !

Bitki koruma ailesine katıldığınız için teşekkür ederiz.

Bir şeyler yanlış gitti sanırım 🙁

Şükrü Kaynaş

Ne zaman fark edebiliriz acaba ? Zararlılar ve hastalıklar ile mücadele ettiğimizi zannedip, önümüze konulan bir besinin sadece kimyasaldan ibaret kansorejen bir madde olduğunu...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to top button

Yazılarımızdan haberdar olmak için
Abone olmak istermisin ?

Kaliteli yazılarımız ve fotoğraflarımızdan ilk sizin haberiniz olsun !

Bitki koruma ailesine katıldığınız için teşekkür ederiz.

Bir şeyler yanlış gitti sanırım :(